Call of duty 3
Gözümü açmaya çalışırken canım yanıyor. Ellerimi yüzüme sürmek için çaba harcıyorum fakat ellerimi hareket ettirebildiğimden bile emin değilim. Canım yanıyor, bunun farkındayım, fakat nerede olduğumu bile anlamış değilim... ve de ne durumda olduğumu. Sanki bazı sesler duyuyorum. Haykırışlar, belki bir çocuğun ağlaması... Tam anlayamıyorum. Sesler berraklaşmaya başlıyor. Adımı duyuyorum. Birisi adımı sesleniyor! "Nichols!... Beni duyuyor musun?" Duyuyorum ama kim, nerede, en ufak bir fikrim yok. Yavaş yavaş bulanık bir görüntü, göğsümdeki acıya eşlik edercesine ağır ağır şekil alıyor. Kahveye dökülmüş bir damla süt gibi biçimsiz fakat bir o kadar doğallık dışı bir şekil... Bulut gibi sanki... Hayır bu bulut değil, sis veya duman. Evet bu duman. Koyu gri bir duman. Daha dikkatle bakmaya çalışıyorum -gözlerim çok yanıyor- ve karanlık bir duman bulutunun içerisinden bir yüzün bana doğru baktığını görüyorum. o seslerin sahibi. Tanıyorum ama çıkaramıyorum. Bir anda her şey sarsılıyor. Birisi beni sarsıyor. Tekrar görüntüye odaklandığımda o kişiyi netçe seçebiliyorum. Adı Huxley. Huxley benimle birlikte savaşan bir asker. Hatırlıyorum. Evet ben bir askerim ve Saint Lo'da savaşın ortasındayım. Peki neler oluyor? "Beni duyuyor musun Nichols?" diyor Huxley ve tekrar sarsıyor. Evet diyorum belli belirsiz. "Nichols döndü komutanım" diyor Huxley arkasına doğru ve ben kafamı kaldırıp etrafa bakıyorum. İlk gördüğüm şey genç bir çocuk, asker. yüzü kan içerisinde bana bakıyor. Daha dikkatle bakınca anlıyorum ki kimseye bakmıyor aslında. Çoktan ölmüş. Sonunda kendime biraz geliyorum ve bedenimi kaldırıp oturma pozisyonuna geçiyorum. Barut kokusu bir çığ gibi büyüyor. Her şeyin farkına varıyorum o anda. Savaş bu! Olan biten tek şey savaş... ve ben az önce bir Alman bombardımanının geriye bıraktığı yarı ayık bir askerim. Adım nıchols ve Fransa'dayım... gerisi boş... her yerde ölüm, barut ve kara bir bulut... Aklıma sadece bir cümle geliyor ayağa kalkmadan önce. Komutanım Mc Cullin'in ilk gün söylediği şey... "Asker! Kural 1! Ölünüz benim hiç bir işime yaramaz!" Yarı çarpık bir gülümsemeyle ayağa kalkıyorum ve yerden silahımı alıyorum....
Savaş zamanı
Tabii bu gördüğüm düşten uyanınca anlıyorum ki Call of Duty 3'u fazla kaçırmışım. Nasıl kaçırmayayım ki? Bu kadar gerçekçi bir savaş oyununa kim olsa dalır gider benim gibi. Oyunumuz Call of Duty 3 ve gelmiş geçmiş en kaliteli ve heyecanlı dünya savaşı shooter'larından birisi. COD serisini takip edenler bilir, COD sadece grafikleri ve sesleriyle değil aynı zamanda savaş atmosferini çok gerçekçi yansıtmasıyla ve senaryolarıyla meşhurdur. Hem birincici hem ikincisi ile dünyayı kasıp kavuran COD, dünya savaşı oyunları arasında ayrı bir yere sahiptir. Oyunda karakterinizi ve muharebe atmosferinde asker olmanın ne demek olduğunu bir oyundan çok bir filmi yaşarmışcasına tadabilir ve hissedebilirsiniz. Oyunun bu uçüncü bölümü, çok zorlu bir dönem olan Normandiya Muharebesi zamanında müttefik güçlerin (Amerikan, İngiliz, Kanadalı ve Polonyalılar) Alman askerlerine karşı verdiği mücadele ve Berlin'e yaklaşma sürecini harika bir kurguyla veriyor biz oyun severlere. Hep daha güzele giden grafikleri ve sesleriyle COD serisi, hakettiği yeri serinin uçüncü oyunuyla da tüm platformlarda elde ediyor.
Konsollar arası farklar
Oyun aylar önce Xbox 360'da oyun severlerle buluşmuştu. Şimdi PS3 sahiplerinin de gönlünü fethedmeye çalışıyor. Bu iki platform arasında belirli bazı farklar olmasına rağmen neredeyse aynı kalitede bir oyun var elimizde. Fakat her şeyden önce belirtmek lazım ki 360 versiyonunda olan artılar PS3 versiyonundan daha fazla. Oyunu kötü kılan eksileri olmasa bile PS3 versiyonu, oyundaki bazı sahnelerdeki framerate sorunları ve renk tonlarındaki az da olsa bir matlık farkı yüzünden 360 versiyonundan biraz daha az puan almalı. Bu ufak problemlere rağmen iki sistemde de fevkalade olan oyunumuz PS3 versiyonu için bazı eğlenceli SixaxiS özellikleri ile geldi. Öyle ki şu ana kadar çıkmış PS3 oyunları arasında SixaxiS'in tilt özelliğini en çok kullanan oyun diyebilirim. Bazı örnekler vermek gerekirse eğer, oyun sırasında bir duvara bomba yerleştireceğiniz zaman SixaxiS'i döndürerek pimini açıyoruz. Düşmanlarla yakın plan sahnelerde üzerinize atlayan Alman askerlerini SixaxiS sayesinde üzerimizden atıyoruz. Cip kullandığımız sahnelerde cipi kontrol ediyoruz. Hatta bir kapıdaki tahta parçalarını levye ile çıkarıp atmak için bile tilt özelliğini kullanabiliyoruz. Bu anlattıklarımdan cipi kullanmak dışındaki tüm aksiyonları tilt özelliğini rahatlıkla kullanarak yapabiliyoruz. Cipi tilt ile kullanmak zor ve gereksiz, sol analog ile rahatlıkla yapılabiliyor.
Tüm bunların dışında oyun 720p çözünürlükte çalışıyor ve grafikler açısından harika görünüyor. Karakterlerin kıyafetlerindeki ayrıntılardan, ortamdaki binalara, kapılara ve hatta gaz lambalarına kadar tüm ayrıntılar özenle hazırlanmış ve detaylar üzerinde durulmuş. Bir GOW veya Resistance olamasa da oyunun grafikleri hakkını veren cinsten. Özellikle savaşın yıprattığı, zarar verdiği binalar ortama çok uygun ve gerçekçi yapılmış. Oyunun fiziklerinde de görsel bir fark var. Karakterlerin hareketleri, bir duvardan atlamaları ve ölüş şekillerine kadar yüzlerce animasyonla oyun süslenmiş. Ayrıca oyunda siper olarak kullanabileceğiniz nesneler dinamik bir yapıya sahipler. Eskiden arkasına saklandığınız siperde istediğiniz kadar kalabilirdiniz, fakat artık bir kapının arkasında uzun süre sipere yatamıyorsunuz. Çünkü bir müddet sonra açılan ateş sonucunda kapı paramparça oluyor ve siz de dımdızlak açıkta kalıyorsunuz. Hatta bir binanın ikinci katına çıkarken göreceğiniz tahta korkuluklara kadar her şey parçalara ayrılabiliyor. Karakterlerde sadece görünüş itibariyle değil oyunu etkileyecek hareket sistemleri sayesinde değişikliğe uğramışlar. Örnek vermek gerekirse vurduğunuz bir düşman askeri yere düştüğünde henüz ölmemiş olabiliyor ve yerden sırtüstü yatarak size ateş etmeye devam edebiliyor. Bu harika ayrıntılar oyuna büyük bir zenginlik katmış. Efektler ise vermesi gerektiği hissi tamamıyle veriyor. Özellikle oyunda patlamalar ve gaz bombası sonrasındaki duman efekti çok harika yapılmış. Bazı sahnelerde güneşin bulutlar arasından çıkışı ve ekranı parlatması bile ince fakat önemli bir ayrıntı.
Sesler zaten her COD oyununda en ön sırada giden bir özelliktir. COD 3 oynarken özellikle 5.1 Dolby sistemi olan arkadaşlar yaşadılar. Çünkü savaşın tüm öğelerini yansıtıyor oyunun sesleri. Gerek bombalar, gerek silahların sesleri, gerekse diğer karakterlerin bağırışları, konuşmaları atmosferi gerçekçi yaşamanız adına özenle hazırlanmış. Hatta oyunda değişik ırktan karakterler çok güzel aksanlarla seslendirilmiş. Bir Fransız'ın ve bir Polonyalı'nın konuşma şeklindeki farklılık dikkate alınmış.
Oyunda gerek müttefik güçlerin gerek Alman askerlerinin silahları fevkalade gerçekçi tasarlanmış. Fakat oynanabilirlik adına bazı silahlar gerçekten zor yapılmış. Oyunda bazı silahlar çok yavaş kalıyor ve bazı silahlar da hedefi tutturmak adına gerçekten çok zorlayıcı oluyor. Oyunun seçenekler kısmına bu konuda 'yapışkan hedef' adında bir yardımcı özellik eklemiş olasalarda aksiyon hızını yavaşlattığına ve gerçekçiliği yokettiğine inandığım için kullanmamayı tercih ettim. Çeşit çeşit silahların dışında oyundaki bir diğer önemli nokta kullanabileceğiniz taşıtlar. Özellikle cip, oyunun genelinde karşınıza en çok çıkacak taşıt. Bunun dışında Polonyalılar'ı yönettiğiniz bölümlerde tank kullanma zevkini de elde ediyoruz. Bunların dışında oyun içerisinde bazı özel ağır bombardıman silahları da kullanıyoruz. Tüm bu ekstra nesneleri kullanırken genelde sol analog ve sağ analog ile yönetim ve hedefleme sağlıyabiliyoruz.
Değişik bölümlerde değişik ülkelerin askerlerini yönettiğimiz oyunda aksiyon ve adrenalin hep ön planda. Oyun neredeyse hiç duraklamıyor ve bir koşturmacanın içerisinde komutanımızın verdiği görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Her köşe başında bambaşka bir süprizle karşılaşabilirsiniz oyunda. Bir anda içinde bulunduğunuz bir binaya inen bir bomba ile ekran kararabilir ve gözlerinizi saatler sonra açabilirsiniz. Özellikle son bölümlere doğru iyice kahramanık duygularınızı kabartan bir aksiyon hep peşinizde kısacası.
Online özellikleri
Online modu GOW veya Resistance gibi çok oynanan diğer shooterlara göre hayli vasat kalmış malesef. 24 kişiye kadar oynama imkanı tanıyor PS3 versiyonu. Karakterinizin rütbesi her oyunda resetleniyor. Oynadığınız oyunlardan skorlarınızı takip edebildiğiniz iyi bir sistem yok. Fakat oynanabilirlik çok zor değil ve takım oyunlarında eğlenceli zaman geçirebilirsiniz. İster müttefik askeri ister Alman askeri olabiliyorsunuz. Seçebileceğiniz 7 farklı karakter var. Her karakter değişik silahlara ve özelliklere sahip. Mesela "Scout" dürbünlü tüfekle başlıyor ve bombardıman saldırısı çağrısı yapabiliyor ya da "Light Assault" taramalı tüfekle başlıyor gibi. Seçebileceğiniz sınıfları sıralamak gerekirse;
Rifleman
Heavy Assault
Light Assault
Medic
Scout
Support
Anti-Armor
Online oyunda bulabileceğiniz silahlar da şöyle
Tabancalar
Amerikan: M1911A1 Colt .45
Alman: Walther p 38
Hafif Makinalı Tüfekler
Amerikan: M1A1 Thompson
İngiliz: Sten Mk.II
Alman: MP-40
Otomatik Tüfekler
Amerikan: M1918A2 BAR (Browning Automatic Rifle)
İngiliz: Bren LMG
Alman: MP-44
Tüfekler ve Pompalılar
Amerikan: M1 Garand
İngiliz: Lee-Enfield No.4 Mk.I
Alman: Karabiner 98k, FG 42, Gewehr 43
Her iki takım: Winchester M1897 Trench Gun
Dürbünlü Tüfekler
Amerikan: M1903A4 Springfield
İngiliz: Scoped Lee-Enfield
Alman: Scoped Karabiner 98k, Scoped FG 42
Ağır Makinalı Tüfekler
Amerikan: Browning M1919A4
Alman: MG42
Roket Atarlar
Amerikan: M9A1 Bazooka
Alman: Panzerschreck
Bombalar
Amerikan: Mk.2 'Pineapple' Grenade
İngiliz: No. 36 Mills Grenade
Alman: Mod.24 Stielhandgranate
Künye
Platform:
PlayStation 3
Tür:
Action
Multiplayer:
Var
Yayıncı:
Activision
Yapımcı:
Treyarch
Çıkış Tarihi:
2007 Mart
Bunlar da online kullanabileceğiniz araçların listesi;
Sherman Tank - Silah 75 MM Gun Kaç kişilik :2
Panzer IV - Silah with a 75 MM Gun Kaç kişilik:2
Jeep - Silah .50 cal Kaç kişilik:3
Horch - Silah Mg 42 Kaç kişilik:3
BMW - Silah yok Kaç kişilik:2
Harley - Silah yok Kaç kişilik:2