Basında Güven’
Sloganları bu…
Peki, gerçekten güvenilir bir gazete mi bu mevkute?
Bana sorarsanız kesinlikle hayır!
Merak etmeyin ben, Milliyet gazetesi gibi masa başı uydurmalarına tevessül etmeyip belgelerle iddiamı destekleyeceğim ama öncesinde mezkûr gazetenin televizyonlarda dönen son reklâmına dair birkaç kelam edeceğim.
Hani şu meşhur, ‘Türkiye sizinle gurur duyuyor’ sloganına gönderme yapan reklâm. Reklâmda, gazete sanki bir ahlâk abidesiymiş de üçkâğıtçılık yapanları sigaya çekiyormuş havası hâkim.
Ve en sonda şu ifadeler öne çıkıyor: ‘Tüm bunlardan utanç duyan herkes, Milliyet de sizinle gurur duyuyor.’
Tam, ‘vay canına!’ demenin yeri… Hem de ne vay!..
‘Dinimi ta’n eden bari müselman olsa’ diye bir söz vardır bilirsiniz. Farklı şekillerde söylenen bu sözün tam karşılığı şu aslında: Dindarlığımı eleştiren bari Müslüman olsa…
Milliyet gazetesinin yaptıklarıyla söyledikleri arasındaki müthiş çelişkiyi anlatan başka deyimler de var.
Mesela, ‘Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.’
Mesela, ‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.’
Şu bir gerçek ki, Milliyet gazetesini saldırgan bir psikolojiye iten, dine ve dindarlara olan husumeti…
Örneğin, ahlâki değerleri öne çıkarırken bile dine ve dindarlara duyulan müthiş bir kinin izlerini görmek mümkün o reklâm filminde.
Bir sahnede, baştan sona kurmaca olan ve malum mahfillerin bilindik tezgâhlarından birisi olduğundan zerre kadar şüphe duyulmayan menfur hadiseden bir kare ve ardından zikreden insanların bir iki saniyelik görüntüsü var.
Tam bir şark kurnazlığı doğrusu...
Kimsenin itiraz edemeyeceği etik değerler deformasyonu eleştirisi içerisine ustaca monte edilmiş İslâm düşmanlığı…
Müslümanlık, zikir ve benzeri hassasiyetleri ahlâkî düşüklük cümlesinden gösterebilmek için Milliyet çapında istismarcı olmak lazım herhalde.
‘Tüm bunlardan utanç duyan herkes, Milliyet de sizinle gurur duyuyor.’
Reklâm bu sözlerle bitiyor demiştik.
Bu, gerçek bir bomba açıkçası, ama Milliyetin elinde patlayacak türden bir bomba…
Aşağıda, onlarca örneğin arasından seçilen, ‘Milliyet klasiklerinden’ birkaç numune sunarak, insanları ‘utanç’ duymaya davet eden bu ‘Merd-i Kıpti’ tıynetli mevkuteye, utanmaktan ne anladıklarını soralım isterseniz.
Mesela Milliyet gazetesi, daha birkaç ay önce Erdal İnönü’nün vefatını müteakip yaptığı haberde, İnönü ailesinin Cumhurbaşkanı Gül’ün taziye ziyaretini kabul etmeyeceğini yazdıktan sonra köşkten gelen yalanlamayla sus pus olunca, üretilen bu koskocaman yalan sonrasında azıcık da olsa yüzleri kızardı mı?
Peki, Hamas lideri Halid Meşal’in yardımcısı Musa Ebu Marzuk’un basın toplantısından, kovulduklarını iddia ettikleri, ‘Milliyet Engellendi!’ başlıklı haber sonrasında, muhabirlerinin Ebu Marzuk’un yanındayken çekilmiş fotoğraflarının basına dağıtılarak yalanlanmasını müteakip repçi Ceza’nın, ‘Türkiye sizinle gurur duyuyor’ sözleri, kulaklarında yankılandı mı dersiniz?
Bunlar da bir şey mi?
Milliyet gazetesi için rutin ve gündelik hadiselerden söz ediyoruz aslında.
Mesela, artık klasikleşen ve malum medyanın neredeyse tamamının, Ramazan aylarında çekmeceden çıkarıp servise sundukları o iğrenç ‘ramazan asparagası’ temcidinden, Milliyet menşeli bir örnek sunalım:
2006 Kasımında işbu mevkute tarafından, ‘Liseli gençler Ramazanda içki içen kişiyi öldürdü’ başlığıyla bir haber yayınlanmış ve tabii ki derhal belgeleriyle tekzip edilmişti.
Peki, ne oldu dersiniz?
Elbette ki, utanmaya gerek bile duymadılar!.
Dahası şuna eminim ki, henüz dumanı üzerindeki ‘Namaz molası’ yalanı bile Milliyet’in yüzünü kızartmaya yetmedi…
Tamam, örnekleri çoğaltarak midenizi daha fazla bulandırmaya hakkım yok, farkındayım, ama izninizle, ‘Özgür-Der’in, 10 Şubat 2007 tarihli Milliyet nüshasında yayınlanan masa başı haber sonrasındaki şu değerlendirmesini es geçmeyelim.
Efendim, mezkûr mevkute, anılan tarihte, Hrant Dink cinayetiyle gündeme gelen Yasin Hayal’e, Özgür-Der’in Trabzon’da düzenlemiş olduğu bir eylemde slogan attırmış!
Haber baştan sona karanlık ve düzmece…
Şunun için, zira Özgür-Der’in Trabzon’da şubesi yok ve gazetenin yapıldığını iddia ettiği eylemden de haberleri yok.
Ama Milliyet bu, alelacele ellerine tutuşturulan fotoğraflara haber uydurma işgüzarlığının başlarına iş açmasına aldırış etmeyecek kadar pişkinler. (Dikkat edin ‘utanmazlar’ demedim.) Zaten bu nedenle de, haberi bir bildiriyle yalanlayan Özgür-Der bildiri metnine; ‘Yalan habercilik ödülünü elinde bulunduran Milliyet gazetesi…’ diye başlamış.
Yazının tam bu noktasında repçi Ceza sahne alır ve şöyle der: ‘Türkiye sizinle gurur duyuyor’
Gördüğünüz gibi henüz sadece ‘yalan haber’ başlığındayız ve Milliyet için bu örneklerden bir kamyon dolusu sıralamak mümkün.
Daha, patron hesabına yapılan dosyalardan, cuntacı faaliyetlerden, yani darbelerde Milliyet’in yüklendiği misyondan, yani darbe şakşakçılığından söz etmedik bile…
Biliyoruz, yaptıkları hiçbir şeyden utanmayacaklardır.
Evet, biliyoruz, her şeye rağmen dine ve dindarlığa yönelik iflah olmaz nefretlerinde zerre kadar eksilme olmayacak ve ilk fırsatta yine saldıracaklardır.
Biliyoruz, ‘Basında Güven’ sloganı atarak aslında güvensizliğin adresi olmaya devam edeceklerdir.
Ve şuna eminiz ki, her şeye rağmen ahlâkî değerler istismarından ve bu değerler üzerinden nemalanmaktan asla vazgeçmeyeceklerdir.
Zira ‘Türkiye onlarla gurur duyuyor!!!
Konu: Milliyet Gazetesi Utanmasını bilir mi? 
Salı Eyl. 02, 2008 8:00 am
